top of page
özlem özağaç.jpg

Özlem ÖZAĞAÇ

23.07.2021

SÜR PULLUĞUNU ÖLÜLERİN KEMİKLERİN ÜZERİNDE

20210529_231721-min.jpg
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

ÖLÜLERİN KEMİKLERİ ÜZERİNE BİR YAZI

Durabilir mi o yuvaya koşmadan?
Yüreklerine şefkat akıtmadan,
Durabilir mi o beşiğe koşmadan?
Bebeklerle birlikte ağlamadan

Gözyaşlarımızı dindirmek varken,
Çekip gidebilir mi hiç o yerden?
Hayır, böyle bir şey asla olamaz,
Kimsenin yüreği buna dayanmaz.

    Dünya üzerinde farklı coğrafyalarda yer alan pek çok insan  gibi Polonya halkı da yıllarca özgür bir hayat sürmeyi umut etti ancak 1989 yılındaki kapitalist reformlar insanların beklediği özgürlüğü getirmedi sadece ekonomik anlamda fark edilir bir iyileşme gözlendi. Ülkede özel hayat üzerindeki baskılar devam etti.  Bu baskıların etkisi edebiyata da yansıdı. 


     Polonyalı edebiyatçılar, ülkenin Almanya ve Rusya arasına sıkışmışlığının etkisi ile uzun bir süre özgürlük arayışının konu edildiği, politik düşüncenin savunulduğu,  sosyalist gerçekçi anlayışa hizmet eden eserler kaleme almışlar. Bu anlayış uzun yıllar edebiyattaki etkisini sürdürmüş. Olga Tokarczuk’un edebiyatına baktığımızda hakim edebiyat anlayışının tersine yeni Polonyalı ve evrensel okuyuculara hitap eden eserler verdiğinizi görüyoruz.  Ekoloji, cinsiyet eşitliği hatta canlı cansız ayırt etmeden tüm varlıkların eşitliği konuları göze çarpıyor. Yazar, eleştirmenleri ve okurları şaşırtarak daha önce işlenmeyen  konularla ilgileniyor. 


     Olga Tokarczuk 2018 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü sisteme karşı kaleme aldığı metinleri ile kazanıyor ve eserleri farklı ülkelerde daha çok okuyucu ile buluşuyor. Roman yazmanın kendi kendine masal anlatmak olduğunu belirten yazar, kendi edebiyatını,  yazının başında sizinle bir bölümünü paylaştığım şiirin de şairi olan William Blake’in mitolojisi üzerine kuruyor. Blake’in dünyasını bizim dünyamıza benzetiyor. Masal ve mitleri kullandığı metinlerinde üstün empati duygusuna yer vererek nesneyi özneye dönüştürüyor. Tokarczuk, birçok edebi türden yararlanarak pastiş olarak tanımlayabileceğimiz eserler sunuyor. 

olga.jpg

       Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde dizesi Blake’in şiirlerinden birine ait. Kurguyu okuyup bitirdiğimizde kitabın adının rastgele seçilmediğini anlıyoruz. Ana karakterimiz Janina’dan dinlediğimiz olaylar yalın bir dille okuyucuya sunuluyor.  Janina da yazar gibi tüm varlıkların eşit değere sahip olduğuna inanıyor. Astroloji merakı çevresindeki kişileri daha yakından tanımasını sağlıyor.  Janina’nın astrolojiye olan ilgisi hikâyeyi anlamlandırmada büyük önem taşıyor. Sonuç olarak kitapta bize söylediği gibi ;


Doğumların bir düzeni olduğundan, Ölümlerin neden düzeni olmasın?


    Sert geçen bir kış mevsiminde merkeze uzak bir kasaba nasılsa Janina’nın yaşadığı yer de öyledir.  Janina birkaç kişi ile arkadaşlık etmekte,  çeviriler yapmakta, bunun yanında bir okulda çocuklara İngilizce öğretmektedir. 


     Sıradan insanların yaşadığı sıradan kasabada olaylar , Koca Ayak adındaki komşusunun bir gün kendi evinde ölü bulunması ile farklı bir boyuta taşınır. Çünkü Koca Ayak şüpheli bir şekilde ölenlerin ilki olmakla birlikte sonuncusu olmayacaktır. Janina doğum haritalarında kimsenin göremediği bağlantıları yorumlayıp hayatını kaybedenlerle ilgili düşüncelerini polisle paylaşır fakat yorumları ciddiye alınmaz. Hayvan hakları konusunda aşırı hassas olduğu düşünülmektedir, bir süre sonra bunu sesli olarak dile getirdiğinde çalıştığı okulla da ilişkisi kesilir. Tüm varlıkların eşit değere sahip olduğu fikri henüz tüm insanlığın kabullenebileceği bir düşünce değildir. Zira insan en üstündür, her varlık onun aciz hizmetkarıdır. 

 

Dünya acıyla dolu bir hapishanedir, öyle inşa edilmiştir ki yaşamak için insanın diğerlerine acı çektirmesi gerekir.


      Ülkemizde dikkat çekmesi için hikâyedeki cinayetler üzerinden tanımlanarak polisiye bir roman olduğu söylense de ben böyle olduğunu düşünmüyorum. Cinayetlerin sayısı ve oluş şekli yüzünden kitabı dar kalıplara sıkıştıran kişiler olabilir.  Ayrıntılı ve bağlantılı okuma yapıldığında  metinde Blake mitolojisi ögeleri ile birlikte varlıkların eşitliğine dair güçlü ve sağlam temelleri olan bir anlatı  göze çarpmaktadır. Metni okurken yazarın eğitimi ile bağlantılı olarak birey ve toplum psikolojisi üzerinde uzun çalışmalar yaptığını da anlayabiliyoruz. Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde, bir türe ait sıkışmışlıktan kurtulup geniş bir çerçevede metnin hakkı verilerek okunmalı. Bu kitabı size tavsiye ederken ben de  Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler’ i okuma listeme alıyorum. 


      Doğanın bakış açısına göre, hiçbir yaratık yararlı ya da yararsız değildir. Bu insanlar tarafından yapılan aptalca bir ayırımcılıktır.


      Kitap üzerinden Polonya edebiyatı ile ilgili olarak bilgi veren çevirmen Neşe Taluy Yüce’ye, Kitap Ağacı Sabir Fikir Kulübü moderatörü Pelin’e ve kitap arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. 2021 yılının Mayıs ayı sonunda gerçekleştirdiğimiz etkinlik olmasaydı okumayı erteleyeceğim bir kitap olabilirdi. 


Sevgiyle ve kitapla…
     

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page