Ayşegül ATILGAN
25.02.2021
ŞİİRLERLE ŞARKILARLA
SABAHATTİN ALİ
Aldırma gönül, aldırma…
Sabahattin Ali, edebiyata şiirle girmiştir. Yazdığı şiirler Dağlar ve Rüzgâr, Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler kitaplarında yayımlanarak gün ışığına çıkarılmıştır. Dağlar ve Rüzgâr’daki şiirler Ceyhun Atıf Kansu’nun deyimiyle bir şarkının ezgileri gibidir. Bu şiirlerin çoğu bestelenmiştir. Kurbağanın Serenadı’ndaki şiirleri ilk şiirleridir. Öteki Şiirleri’nde ise dergide yayımlanan şiirleri yer almaktadır.
Sabahattin Ali’nin şiirlerinin ilk okurları dostları ve ailesidir. Şiirlerini yazar yazmaz onlara gönderir. Almanya’ya beraber gittiği ve orada sık sık görüştüğü Melahat Hanım Sabahattin Ali’nin şiirlerinin ilk okuyucularından biridir. Melahat Hanım Sabahattin Ali’nin şiirlerini çok beğenmekte ve bunu hep dile getirmektedir: “Senin ‘Eskisi Gibi’ hoşuma gitti. Ne bileyim, senin yazılarında öyle bir yakınlık, sıcaklık var ki. Neyse hoşuma gidiyor vesselam."
Eşi canım Aliye’sine nişanlılık döneminde yazdığı mektuplara şiirlerini de ekler: “Sana bu mektupla bir şiir gönderiyorum. Bu şiir bütün mazimle alakamı kestiğime âlâmettir. Yeni bir hayata, aydınlık, sevgi ve fedakârlık dolu bir hayata atılmak üzere olduğumu biliyorum.
Şiirlerini en çok gönderdiği insan iki gözüm Ayşe’sidir. Ondan gelecek cevapları dört gözle beklediğini ifade eder: “İki gözüm Ayşe, sana son yolladığım şiirden hiç bahsetmiyorsun. Onun hakkında neler dersin. Şiirde “Ey bir tane sevgilim” dediğim halde orada kastettiğim sevgili bütün sevdiklerimdir.” Öyle Güzel Günler Gördüm ki şiirini değerlendiren Ayşe: “Şiir güzel tekrar tekrar okudum ve beğendim yalnız öyle günler gördüm ki diyerek söze başlayan adam daha büyük laflar yumurtlamalıdır. En sonu hakikaten en kuvvetli yeri : Sen benim sevgilimsin, sevsen de sevmesen de / Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
İyi ki de şiirleri yayımlanmış yoksa şimdi dinlediğimiz şarkılardan mahrum kalırdık.
Bende hiç tükenmez bir hayat vardı / Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı / Göğsümün içinde ateş var gibi
…
Hissedince sana vurulduğumu / Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi durulduğumu /Denize dökülen bir pınar gibi
…
Sözün şiirlerin mükemmelidir /Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir /Gözlerin bilinmez bir diyar gibi
Başını göğsüme sakla sevgili / İpek saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim / Sevişen yaramaz çocuklar gibi
Çocuklar Gibi, s.117
Sezen Aksu, hafızalarımıza kazımıştır. Bir bahar bir de aşk şairin içindeki çocuğu açığa çıkarmaktadır. Şiirlerin en mükemmeli sevgiliye yazılmıştır.
Ey bir zaman bakıp bakıp ağladığım / Seyrine doyamadığım
Şimdi gurbette bırakıp / Sesini duyamadığım
Evde kapanıp kaldın mı? / Seyrana çıkıp güldün mü?
Başkasının oldun mu? / “Benimsin” diyemediğim
Akıtıp gözüm yaşını /Hatırlarım gülüşünü
Kıvırcık saçlı başını / Göğsüme koyamadığım
Dik yamaçların selisin / Sen benden daha delisin
Şimdi kimlerin kulusun / Başını eğemediğim
Nasıl vurgundum bilirdin / Niçin benden yüz çevirdin?
Kimlerin koynuna girdin? / Öpmeğe kıyamadığım!
Kıyamadığım, s. 85
Zeynep Bakşi Karatağ, gönül telimizi titretmiştir. Bahar yerini sessizce güze bırakır. İçini sözcüklerle sevgiliye dökmüştür, satırlara dökmek sevgiliye dökmekten daha çok iz bırakır.
Seneler sürer her günüm / Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım / Ben gene sana vurgunum
Başkalarına gülsem de / Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de / Ben gene sana vurgunum
…
Gönlüm seninkine yârdı / Aynı şeyleri duyardı
Ayaklarımız uyardı / Ben gene sana vurgunum
İtilmiş tekmelenmişim / Doğduğum günde yanmışım
Yalnız sana güvenmişim / Ben gene sana vurgunum
Eskisi gibi, s. 109
Nükhet Duru, Ben Gene Sana Vurgun adıyla yüreğimize dokunmuştur. Sevgilisinin, sevdiklerinin sıcaklığını hissedemez olmuştur. Yalnız, yorgun bir adamdır fakat yine de sevdaya vurgundur.
Sabahattin Ali Son Mektup adlı şiirinde sözcüklerle elveda demiştir: Ey yâr, bu mektubu aldığın demde/ Kara topraklara verdim kendimi.” …Ben garibim benim gönlüm hoş olur/ Sevdiklerim ayda yılda andı mı?
Anıyoruz seni daima kaleminle...