top of page
ayşegül atılgan.jpg

Ayşegül ATILGAN

12.04.2021

ORHAN VELİ ANISINA

orhanveli.jpg

“Bekliyorum

Öyle bir havada gel ki

Vazgeçmek mümkün olmasın”

IMG-20210410-WA0015.jpg
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

    Ben Orhan Veli, duydum ki merak ediyormuşsunuz hususi hayatımı. Anlatayım: Evvela adamım, yani Sirk hayvanı falan değilim. Burnum var, kulağım var, pek biçimli olmamakla beraber. Evde otururum, masa başında çalışırım. Bir anne ile babadan dünyaya geldim. Bir garip Orhan Veli işte…


     Yazık oldu Süleyman Efendiye Mısra-ı meşhurunun şairi… Nasırı şiire soktu diye çok eleştirilse de Veli, o günlerde herkesin dilindedir, Süleyman Efendi.  Sait Faik’in hikâyede yaptığını Orhan Veli’de şiirde yapmış, küçük insanların dünyasını anlatmıştır. 


Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile /O kadar müteessir değildi
Kundurası vurmadığı zamanlarda / Anmazdı ama Allah’ın adını
Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi’ye

                                                                    (Bütün şiirleri, 46)


    Ne başımda bulut gezdiririm. Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. Ne İngiliz kralı kadar mütevazıyim. Ne de Bay Celâl Bayar'ın ahır uşağı gibi aristokrat. Ispanağı çok severim puf böreğine hele bayılırım. Malda mülkte gözüm yoktur. Vallahi yoktur. Yayan dolaşırım, mütenekkiren seyahat ederim.  İki Dünya savaşı arasında ömür süren şairin gelecekten bir beklentisi yoktur. Dünya nimetlerini tatmak niyetim diyen Veli; hiçbir şeye minnet etmemiş, işinden bile istifa etmiştir. İçinde bulunduğu durumu şiirselleştirip havalara bağlamıştır:


“Beni bu güzel havalar mahvetti 
Böyle havada istifa ettim /Evkaftaki memuriyetimden
Tütüne böyle havada alıştım/Böyle havada âşık oldum 
Eve ekmekle tuz götürmeyi/Böyle havalarda unuttum
Şiir yazma hastalığım / Hep böyle havalarda nüksetti
Beni bu güzel havalar mahvetti.”

                                                                                                                      (Bütün şiirleri, 53)


orhan veli ve dostları.jpg

    Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir en yakın arkadaşlarım. Edebiyatta Garip Akımının (I.Yeni ) şairleridir. Garipçiler;  küsen, kırılan, tabiata kaçan, sevgiliye sığınan çocuk ruhlu şairlerdir. Orhan Veli, tarifsiz kederler içindeyken bir türkü tutturur:


“İstanbul’un mermer taşları/ Başıma da konuyor, martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları/ Edalı’m senin yüzünden bu halim”
İstanbul’un orta yeri sinama/ Garipliğimi mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşur, sevişirmiş; bana ne?/ Sevdalı’m boynuna vebâlim!”

İstanbul’da Boğaziçi’nde / Bir fakir Orhan Veli’yim 
Veli’nin oğluyum /Tarifsiz kederler içindeyim

                                                                                                                              (Bütün Şiirleri, 66)
          Bir de sevgilim vardır, pek muteber; ismini söyleyemem edebiyat tarihçisi bulsun:


Ağlasam sesimi duyar mısınız,/Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz ?/Gözyaşlarıma, ellerinizle
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,/Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce./Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;/Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

                                                                                                      (Bütün şiirleri, 55)


   Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, Meşgul olmadığım “ehemmiyetsiz” Sadece üdeba arasındadır. Veli için edebiyat dışındaki her şey önemsizdir. “ Teneffüsü gâvur etmeyelim Oktay, edebiyattan söz edelim.”


        Ne bileyim, belki daha bin bir huyum vardır… Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya. Onlar da bunlara benzer.

                                                                                        (Bütün Şiirleri, 194)


           ‘Ne hazin bir hayat... Bir bahar sabahı doğdu, yağmurdan sonra bir ‘Yaprak’ misali dalından düştü.’ Yaprağına sayısız şiir sığdırdı. Bu Dünya’dan bütün şiirleriyle-Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı- bir Orhan Veli Kanık geçti. 

 

* Yaprak : Ankara’da olduğu dönemlerde çıkardığı iki sayfalık dergidir. 
Orhan Veli, Bütün Şiirleri, Adam Yayınları, İstanbul, 2002

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page