Burak SOYER
27.09.2023
“Ertesi gece yeni bir hikâye vardır!”
MÜZİKAL BİR SUNGU
Arjantinli yazar, akademisyen ve sanat eleştirmeni Luis Sagasti’nin yazdığı “Müzikal Bir Sungu”, uyku sorunu yaşayan bir kontun kendisini uyutmak için Johan Sebastian Bach’tan bir beste yapmasını istemesiyle başlayan ve onlarca müzik durağına uğrayan pasajlardan oluşan derin katmanlarla örülü bir metin.
Luis Sagasti 1963 yılında Arjantin’in Bahia Blanca şehrinde dünyaya gelmiş. Universidad Nacional del Sur Üniversitesi Tarih bölümünden mezun olmuş. Şu anda da yine bu üniversitede dersler veren Sagasti, 1995 ile 2003 yılları arasında Bahia Blanca Çağdaş Sanat Müzesi’nde eğitim ve kültürel erişimden sorumlu küratör olarak çalışmış. Birçok sergi için çok sayıda katalog yazmış. Dört romanı ve bir de deneme kitabı bulunan Luis Sagasti, kısa süre önce Ketebe Yayınları’ndan Banu Karakaş çevirisiyle yayımlanan “Müzikal Bir Sungu” kitabıyla da Türkiyeli okurlarla buluştu. 18. yüzyılda uyku sorunu yaşayan Kont Keyserling’in, uykuya dalmasını sağlayacak bir beste yapması için o zamanlar Leipzig’deki Aziz Thomas kilisesinin koro şefi olan Johann Sebastian Bach’ı çağırmasıyla başlıyor. Buradan sonra “sazı” gerçek anlamıyla eline alan yazar Sagasti, Goldberg’ten Beatles’a, John Cage’ten Stalingrad’daki evlerde dinlenen radyolarda çalan parçalara kadar uzanarak notalarla örülü uçsuz bucaksız pasajlarıyla okuyucuyu müzikle anlatının bir arada olduğu bir atmosferin içine sokuyor.
“Ay, binlerce uykusuzluktan önceki gecenin eşiğidir. Şehrazad kendini anlatırken gırtlağından fışkıran yıldızların arasında yine aydır eşik. O halde bir sonraki de serinin ilkine tekabül etmelidir. Ve her şey bir kez daha yeniden başlamak zorundadır. Bir çember çizmek, kendini merkeze almak ve ölümü dışarıda bırakmak, mesele bundan ibaret. Peki ya Halife öyküleri tanırsa, yani hilenin farkına varırsa? Artık hep aynı şarkıyı dinlemeyi umursamayacak kadar âşık mıdır? Ne diye riske gireceksin ki, Şehrazad. Çemberin yeniden çizilmeye başlayabileceği bir gece, bir hikâyenin sonunda ölüm gelirse diye Şehrazad’ın açık bıraktığı kapıdır. Hani derler ya gizli kozudur. Ertesi gece yeni bir hikâye vardır.” Luis Sagasti’nin bu pasajı aslında kitapla ilgili birçok mevzuyu açığa çıkarıyor. Zira Kont Keyserling’i uyutma görevi verilen Bach’ın durumu Şehrazad’dan çok farklı değil. Çünkü her nasıl ki Şehrazad hayatta kalabilmek için onca gece onca farklı hikâye anlatmış, Bach da takılı plak gibi aynı şarkı çalıp durmasın diye kendisinden beklenin üzerinden atlayarak otuz varyasyondan oluşan Goldberg Varyasyonları’nı besteleyerek kont uyuyana kadar her gece çalar da çalar.
“Bir Müzikal Sungu” da böyle başlıyor işte. Bach’ın ardı ardına bastığı tuşlar, kontun odasında birbiri ardına çınlayan notalarla Sagasti’nin hikâyesi vücuda gelir ve sazı alma sırası artık ondadır. Beatles’a uğrar, “A Day in Life”ı dinletir. Toplama kamplarına sokar, hoparlörden neler çaldığına kulak kesilir. Amerika-Japonya Savaşı’nda yakalanan son Japon askerin akıbetini anlatır. John Cage’in 4’33’ünü es geçmez. Günümüzün milyonlarca kez izlenen ve dinlenen videolarından bahis açar, Şostakoviç’in Yedinci Senfoni’nin birinci bölümü hakkında kullandığı “çuvaldız”ın tadına bakar… Ve okur, kulaklarında illa bir ezgi, bu pasajların arasında kaybolup gider…