Hande KOÇAK
09.12.2020
KENDİME DÜŞÜNCELER
Marcus Aurelius, M.S. ikinci yüzyılda yaşamış Stoacı Roma imparatorudur. Döneminde bu kadar ünlü olmasında, imparator olmasının yanında Kendime Düşünceler adlı eserini yazması da etkili olmuş.
Hem kendine hem de adeta tüm insanlığa seslendiği bu kitap on iki bölümden oluşuyor. Her bir bölümde Stoacı felsefenin temel aldığı görüşleri kendi düşünceleriyle de harmanlayarak anlatmış. Bu görüşlerin temelindeyse; insan yaşamı, ölüm, doğa, tanrı, ahlak, akıl, ideal yönetim gibi kavramlar yer alıyor. Sık sık bu konular, kavramlar üzerinde kendi düşüncelerini dile getiriyor:
“Önemli olan; insan hayatının kısalığı değil, insanın yaşama şeklidir hayatı kısa veya uzun yapan,” diyor ve ne kadar da önemli bir noktaya değiniyor. İnsan; zamanını doğanın kanunlarını değiştirmeye harcamakla değil, kendini geliştirmekle geçirmeli…
İnsan yaşamının geçiciliği üzerine söylemiş olduğu bir diğer hoşuma giden sözü de şu olmuştu:
“Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.”
Stoacı felsefenin görüşlerinden olan diğer bir öğüdü şu şekilde anlatıyor:
“Kanaatini ortadan kaldırırsan, kötülüğe uğradım şikâyeti de ortadan kalkar.”
İnsanı üzenin olaylar değil, olaylara duygusal olarak yaklaşması olduğunu ileri sürerken Aurelius’a ne kadar da hak verdim. Zarar gördüğümü düşündüğüm olaylara, ilk önce bu bakış açımı yıkarak bakmayı öğrendim bu kitapla. Yani “zarar gördüm”ü “yara almadım, bu olay aksine bana insan hakkında bir şeyi daha öğretti” olarak…
Kitabı okurken Stoacı görüşün duygulardansa aklı esas almasını, doğadaki değiştirilemez şeyleri olduğu gibi kabul etmesi fikri de hoşuma gitti. Bunu da şu alıntıyla özetleyebiliriz:
“Utanmaz birisi seni rencide ettiğinde kendine şunu sor: ‘Dünyada utanmazların bulunmaması mümkün mü?’ Mümkün değil. O halde mümkün olmayan bir şeyi isteme. Çünkü bu adam dünyada bulunması gerekli olan utanmazlardan birisi. Güvenilmez bir düzenbaz ya da yanlış yapan herhangi birisi için de aynı tavrı takın. Böyle insanların var olmamasının mümkün olmadığını hatırlamak, seni onlara karşı daha merhametli kılar.”
Yazarın sık sık aynı konular etrafında söz etmesi zaman zaman beni biraz sıkmış olsa da kitabı bitirip üstüne düşündüğümde bana çok şey katmış olduğunu da gördüm. Katıldığım, sorguladığım birçok yanı oldu. Bu yüzden bir klasik olarak Hasan Âli Yücel Klasikleri Dizisi’nde yayımlanan bu kitabı kendini geliştirmek isteyen herkese tavsiye ederim.