top of page
gizem erboz.JPG

İNSAN NEYLE YAŞAR?

Hazırlayan: Gizem Erboz

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

    “İnsan, ancak başkaları yararına fedakârca çalıştığı zaman mutlu olabilir.” Şüphesiz ki Tolstoy, yaşamını sadece kendi iç dünyasına yönelerek değil; farklı karakterlerdeki insanları gözlemleyerek, onlar arasında ortak bir payda yaratmaya çalışmıştır. Bu yüzden bana göre yazarlığını şöyle bir tarafa koyalım, öncelikle büyük bir düşünürdür. Bunu son otuz yılında yazdığı eserlerde çoğunlukla görebiliriz. İnsanları gözlemleme yeteneği ve onlar içinden çıkardığı ruh tahlilleri, bu dönemde yazılan romanlarında okuyucularına verilen öğütler olarak geri döner. İşte bu dönemde yazılmıştır “İnsan Ne İle Yaşar”… Nitekim ömrünün bir dönemi savaş meydanlarında geçen bir yazar için “Savaşın manzarası kan ve ölümdür” diyebilmek kulaktan doğma bir cümle olmadığı gibi, son otuz yılını insanları eğitmeye harcamak da şaşırtıcı olmamalıdır.

   

20190204_234008.jpg

  Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, kitap gayet yalın bir dille anlatılmıştır. Bu yüzden küçükten büyüğe hepimizin okuyabileceği, aynı zamanda kendimizi ve insanlığımızı da sorgulamamıza yol açan bir kitap bana göre…MEB destekli 100 temel eser içinde yer alan bu kitap, Tolstoy’un kaleme aldığı 6 kısa öyküden oluşmaktadır. Kitaba ismini veren öykü de kitapta ilk öykü olarak karşımıza çıkar… Burada uzun uzun öykülerden bahsetmeyeceğim. Özellikle İnsan Ne İle Yaşar sorusunun cevabını vermeyeceğim. Mutlulukla söylüyorum ki kitabı okumalısınız.

     Kitabı okuduktan sonra, kısa öykülerde göreceğimiz karakterlerden en az bir ya da birkaçı size tanıdık gelebilir. Çünkü insanoğlunun hala belli başlı karakterlerinin değişmediği ya da yaradılışı gereği değişemediği kanaatindeyim. Bu yüzden hepimiz bu hikayelerde anlatılan karakterlerin aslında çevremizdeki insanlara ne kadar benzediğini zihnimizde canlandırarak okumaya devam edebiliriz. Hatta kimi zaman kendimizi bile hayal edebiliriz bu farklı karakterlerin içinde…Eğer bunu hayal edebiliyorsak ne mutlu…Kendimizi sorgulamaya başlamışız demektir.

"Belki de hayatımızı değiştirecek insan, yolda yürürken sessiz sedasız geçmiştir yanımızdan."

"Kıvılcımı söndürmezsen,

ateşi zapt edemezsin."

tolstoy 2.Jpeg

    Bakın hepimizin içinde bir kuşku uyandırabilir tanımadığımız bir insana yardım etmek, özellikle de cebimizdeki para az ise…Bırakın tanımadığımız insana yardım etmeyi, tanıdığımız insana bile yardım etmeyi sorgular durumdayız artık. Nitekim bana dokunmayan yılan bin yaşasın modern çağın gerektirdiği bir felsefedir belki de. İşte ilk hikayemizde, Tolstoy’un çizdiği Semyon karakteri bizim hayatımızdaki gelgitlerimizdir tanımadığımız insanlara karşı…

    Ya da bazen komşumuzla hiç yoktan başlattığımız küçük bir tartışma büyür ve küçük bir kıvılcımla başlayan ateş, bir süre sonra söndürülemez olur. Tahmin edilemez başlangıçlar, gitgide hem komşumuzu hem de bizi saran huzursuzluklarla devam eder. Sonra ne mi olur? Ivan’ın yaşadığı pişmanlıklardır hissettiğimiz.

  Hayatı fazla ciddiye alırız ve muhakkak hayal ettiğimiz gül bahçesindeki dikenler, bir süre sonra bizi rahatsız eder. Şikayetler nefretle son bulur ve kökünden sökmek isteriz o gülleri…Halbuki o öldürdüğümüz güller, içimizdeki iyiliğin tohumlarıdır ve birer birer yok olmaya başlarlar. Tıpkı, Mihail Semyoniç’e baş kaldırmaya hazırlanan köylüler gibi.

  Bazen sadece çocuk saflığı olmalıdır içimizde; o hırslarımızdan arınabilmek, kırdığımız kalpleri kısa sürede tamir edebilmemiz için. Belki de o zaman anlarız Malaşa ve Akulyuşka’nın hepimizden daha akıllı olduğunu.

   Doyumsuzdur mesela insan…Hayal ettiğimiz seyleri elde edince, bir çırpıda kenara atıveririz, daha fazlasını isteriz ve yetinmediğimiz o hayaller elimizden uçar gider, anlarız hata yaptığımızı fakat iş işten geçmiştir. Tıpkı Pahom’un hikayesi gibi.

    Mutluluk zenginlikte değildir, hatta bazen fakir olan insanlar daha bile fazla mutlu olabilirler. Her yükselme beraberinde farklı sorumluluklar getirir. Ama işte onu da anlayamayız bizler, muhtemelen söylesek çevremize parayla saadet olmadığını, bize deli gözüyle bakarlar. Ama İlyas ve karısı çoktan anlamıştır bunu.

    İşte bu yüzden okunmalıdır bu kitap…Tolstoy’un üzerinden yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, hala insanın ne ile yaşadığını anlayamayan insanlar için… Zira, bunu anlayan insanlarımızı konunun dışında tutalım. Onlar zaten çok sevecekler bu kitabi eminim…

170px-Ilya_Repin_-_Leo_Tolstoy_Barefoot_
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page