Nihan AYDAR
27.11.2022
Ne Kitapsız Ne Adasız
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR’IN DEĞERLİ ANISINA VE EMANETİ EVİNE İTHAFEN
Hiç Hüseyin Rahmi Gürpınar kitabı okudunuz mu? Onun halkı ve olayları büyük bir zekâ, mizah, ustalık ve aynı oranda cesaretle ince ince, bastıra bastıra işleyip harmanlayarak kelimelere döküp cümlelerle buluşturmasına şahitlik ettiniz mi?
Ettiyseniz -kaçarı yok- siz de kesinlikle Hüseyin Rahmi Gürpınar hayranısınız, etmediyseniz şimdiye dek çok şey kaçırdınız!
Hüzünle, muazzam başarılarla, türlü macerayla, tercih edilmiş ve edilmemiş yalnızlıklarla ama hep mücadeleyle geçen seksen sene boyunca Hüseyin Rahmi Gürpınar mücadeleci bir ruh olarak yaşamış. Belki de bundandır benim de onunla ilgili bu denli inatçı ve mücadeleci oluşum.
Son sözlerinden biri “Kedilerimi iyi doyurunuz.” olduğundan evinin önünden her geçişimde gözlerim etrafta kedi arar, çoğunlukla da bir kediye rastlarım. Acaba o kedilerden biri üstadın kedilerinden birinin torununun torunu mudur, diye her seferinde düşlerim. Eminim denk geldim, üstadın bu dünyalar zarifi vasiyetini gerçekleştirdim.
Hüseyin Rahmi'ye olan sevgim ve hayranlığım seneler öncesine; kitaplara, edebiyata gönlümü kaptırdığım yıllara denk düşüyor. Zaman içinde mesleki olarak da yolumu ve hayatımın her zerresini kültürden, sanattan, kitaplardan, edebiyattan yana çizmemle sevgim, hayranlığım derinleşti; bilinçli bir anlam, bilimsellik, mücadele ruhu kazandı; kazanmaya devam ediyor. Yine de kalbimde, aklımda, ruhumda var olan; tükenmek yerine arttıkça artan o saf, amatörce sevgiyi hiç kaybetmedim, kaybetmeye de niyetim yok.
Evet, ben hâlâ o küçük kızım. Hâlâ herkes sokakta, alışveriş merkezinde, sinemada, orada burada (çok normal olarak) gezip eğlenirken ortadan kaybolup çatı katında dedesinden kalma eski kitap ve dergileri saatler, günler, aylar, seneler boyu okuyan; okudukça daha da çok okumak isteyen; valizi kıyafetlerden çok kitaplarla tıka basa dolup taşan; kütüphanesinde yer kalmayıp evinin her yerinden kitaplar, yazı notları, dergiler çıkan kişiyim.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın dünyadan, çok sevdiği Heybeliada'daki çok sevdiği ve türlü emekle, Şıpsevdi adlı kitabından kazandığı parayla, tam tabirle "kaleminin hakkıyla" yuva yaptığı ve dile kolay, otuz küsur sene yaşadığı kıymetli emaneti evinden bedenen ayrılışının üzerinden yetmiş sekiz sene geçmiş olsa da biliyorum ve hissediyorum ki başka bir âlemde Hüseyin Rahmi Gürpınar hâlâ yuvasında. Salonunda uzanıp kitap okuyor, bahçesinde zarif adımlarla geziniyor, “şeytan arabası” denen bisikletiyle Heybeliada’yı turluyor, kedilerini besliyor, eserlerini yazıyor, ona gelen eleştirileri cesur ve kıvrak kalemiyle püskürtüyor...
Eğitimimin, mesleğimin, birikimimin hakkını vererek bilimsel, teknik bir makale de yazıp sayfaları kitabi bilgilerle donatırım; üstada böylesi de pek yaraşır fakat konu Hüseyin Rahmi Gürpınar olunca bu yazımda kalbimi ortaya koymayı tercih ettim.
Özel günler benim için çok önem ifade etmez çünkü özel günleri beklememeyi tercih ederim. Evinin önünden her geçişimde evinin en yakınındaki ağaçlardan yere düşmüş kozalaklardan ikisini alıp birini evime, birini üstadın yine Heybeliada’da bulunan mezarına götürüp koyarım. Onunla yuvası arasında bağ kurmaya; unutulmadığını hatta hep akılda ve yürekte olduğunu, değer gördüğünü hissettirmek isterim. Bu ritüelimi sık sık gerçekleştiririm.
Bunca senenin vefasızına, vefasızlığına, talihsizliğine inat ben onu böyle her daim anmaya ve mücadeleye devam edeceğim.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın emaneti evi geçmişte kısa süreliğine müze olarak açılmış olsa da bana göre o süreçte de hak ettiği özeni ve değeri görmedi, zaten çok geçmeden kapandı. Evin yetkisi şu an Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde. Ev uzun süredir kapalı durumda, yeniden müze olarak hayata dönmeyi bekliyor. Değerli emaneti artık hak ettiği değeri görsün istiyorum. Evin başta çıkarcı kişi ve gruplardan olmak üzere, doğa koşullarından, yok olmaktan, özelleşmekten, herhangi farklı bir şekilde kullanılmaktan tamamen korunmasını ve halka ait bir müze olarak sanatla, edebiyatla, kitapla hayat bulmasını ısrarla, inatla istiyor ve tüm bunları sürekli dile getiriyorum.
Hüseyin Rahmi Gürpınar bunu hak ediyor! Buradan Devlet yetkililerine ve hatta gözü evde olan herkese sesleniyorum: "Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi Devlet& Kültür Bakanlığı bünyesinde, müze statüsünde, tamamen halka ait, capcanlı bir müze olarak açılmalı ve bu şekilde yaşamalıdır. Yetmiş sekiz senedir olması gerektiği gibi!"
Evinin müze olarak hayata dönmesi için Change.org'ta bir imza kampanyası başlattım ve bu kampanyayı devam ettiriyorum. Kampanyada imza sayısı 14.600'ü geçti.
Kampanyayı devam ettirmenin yanında konuyla muhatap durumundaki Devlet kurumlarıyla ve yetkilileriyle iletişime geçiyorum, kampanya imzalarını bu kurumlara ve yetkililere dilekçelerle birlikte resmî işlemlere uygun biçimde ulaştırıyorum. Bunun yanı sıra kamuoyu oluşturmaya, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın ve onun emanetinin sesi ve nefesi olarak kampanyayı mümkün olan herkese ulaştırmaya, insanları konuyla ilgili bilgilendirmeye çabalıyorum. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın manevi varlığını ve halkın tamamını temsil ediyorum. Gözettiğim tek çıkar temsil ettiğim iki kavrama ait olduğundan attığım her adımda bu bilinçle ve sorumluluk duygusuyla hareket ediyorum.
Konuyla ilgili detaylarla gelişmeleri Change.org sayfasında “Heybeliada Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi Müze Olarak Açılsın, Yaşasın!” adlı kampanya başlığından ve @adalaredebiyatkulturegitim Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.
Çalışmalarıma ve çabama duraksamadan, yolumdan hiçbir şekilde sapmadan devam ediyorum, edeceğim. Devlet yetkililerinin ve sizlerin gerekli duyarlılığı göstereceğinizi düşünüyorum. Bu anlamlı ve değerli emanetin hayata dönmesine; sanatla, edebiyatla, üstadın okurlarıyla ve sevenleriyle dolup taşacak, capcanlı bir müze olarak açılmasına ve güven içinde yaşamasına vesile olmayı başaracağıma inanıyorum, bunu biliyorum; bunun için sizlerin desteğine ihtiyacım olduğunu da. Sizden kampanyayı imzalayıp çevrenizdeki herkesle paylaşarak bana ve kampanyaya destek olmanızı rica ediyorum.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın saygıdeğer ruhu şad olsun. Onu saygıyla, sevgiyle, hayranlıkla, bağlılıkla anıyorum.
“NE KİTAPSIZ NE ADASIZ”
Kampanyayı imzalamak için : “Heybeliada Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi Müze Olarak Açılsın, Yaşasın!”