Nihayet baÅŸlangıç müziÄŸi çalmaya baÅŸlamış, baÅŸrol oyuncusu gözlerini açarak daldığı derin hayallerden gerçek hayata giriÅŸ yapmıştı. Tiyatronun baÅŸlangıç müziÄŸi, oyunun baÅŸlama saatini gösteriyordu, demek ki saat sabah 8 sularıydı. Yatağının sol köÅŸesine eÄŸildi, bütün odayı çınlatan telefonunun alarmını kapattı. Her zaman yaptığı gibi alarmın erteleme butonuna basabilirdi, fakat bugün onun için farklıydı; kaldı ki artık hayatını ertelemeye niyeti yoktu. DoÄŸruldu yatağının ucunda; önce sol, sonra saÄŸ ayağını bastı zeminin üzerine ve ayaÄŸa kalktı. Bu uzun zamandır unuttuÄŸu bir duyguydu. DüÅŸüncelerini karanlık zindanlarda hapsetmiÅŸti, fakat ÅŸimdi negatif duygularının tahliye edildiÄŸi gündü. ‘Åžimdi gücünü toplama zamanı, her ÅŸey bugün yeni baÅŸlıyor’ dedi. Kendini dinlemek güzeldi, o insanın en yakın arkadaşıydı, bunu da öÄŸrenmiÅŸti artık. Umutla kalktı yatağından, uykusunu ondan çalan sabaha bu kez isyan etmeden… Ä°çindeki heyecanla önce yüzünü yıkadı, sonra aynada kendisini bir süre izledi. Yüzünü bu kadar detaylı incelememiÅŸti uzun bir süredir. Daha önce ne kadar güzel olduÄŸunu fark etmiÅŸ miydi? Hayır, sanmıyordu. Gece boyu aÄŸladığı zamanlarda, gözlerini sabahları makyajla gizlemiÅŸti hep. Bugün yine makyaja ihtiyacı vardı aslında, ama gözlerini açığa çıkaran sürmeye deÄŸil, dudaklarından baÅŸlayıp tüm yüzüne yayılan makyaja: “Gülümsemeye”… Yaptı yaklaşık 1 saniye süren makyajını.. Odasına geri döndü sahnenin perdesini aralayıp, seyirciye bir göz atmak için. Tek pencereli odasından perdeyi araladı, seyirci bugün sadece beyaz giymiÅŸti onun için. Salon tıklım tıklımdı.
Hepsi de onu görmeye gelmiÅŸti. Hızlıca kıyafetlerini giymeliydi, oyun baÅŸlamak üzereydi. Yaklaşık 5 dakika içinde hazırlandı ve apartman merdivenlerini ikiÅŸer ikiÅŸer indi. Apartmanın giriÅŸ kapısını araladığında seyirciyle buluÅŸmuÅŸtu nihayet. Seyirci alkışlamaya baÅŸladı ve giderek alkışın ÅŸiddetini arttırdı. Uzun bir zaman sonra ilk defa karşılaÅŸmıştı bu beyaz giyimli seyirciyle, ‘bu sefer erken geldin kar’ dedi. Mucizelere inanırdı, kar bu kez onun için gelmiÅŸti, onun yaptığı baÅŸlangıçları paylaÅŸmak, bu güzel günde onu selamlamak için. Beyninden baÅŸlayan güç bütün vücuduna yayıldı, seyirci yağışını hızlandırdı, alkışların ÅŸiddetini tüm benliÄŸinde hissetti. Ä°ÅŸte tam zamanıydı bu güzel hafta sonunun tadını çıkarmanın, kafasında yapması gereken planları tasarlayarak… Yapması gereken… Hayır, onun tiyatro oyunu farklıydı, oyun yazarlarının yazdığı oyunun dışına çıkacaktı bugün, tam tersine kendi yazdığı oyunu oynayacaktı, hem belki de baÅŸrol oyuncusunu kaybetmeyi göze almazlardı. Onun oyununda birden fazla oyun yazarı vardı, iÅŸte bir tanesi atmıştı yaklaşık 5 dakika önce telefonuna mesaj; ‘Acil seni görmem gerekiyor, bugün buluÅŸabilir miyiz?. Gülümsedi. Yine ne anlatacaktı acaba? Yine sevgilisiyle kavga ettiÄŸi günlerden biri miydi? Yoksa aile problemleri miydi? O da olmasa iÅŸinde patronuyla kavga etmiÅŸtir diye düÅŸündü. Varsa yoksa kendi dertlerini anlatan bu insan hayatında gereksiz bir ayrıntıydı. Bak arıyordu ÅŸimdi de. Açtı telefonu son noktayı koymak için. ‘Bugün müsait olmadığını, aslında bu hafta çok yoÄŸun olacağını söyledi. Oyun yazarı sinirlendi baÅŸrol oyuncusuna. Onun planladığı ÅŸey bu deÄŸildi, nerede görülmüÅŸtü baÅŸrol oyuncusunun metin dışına çıktığı. Muhtemelen kovacaktı baÅŸrol oyuncusunu en kısa zamanda. Gülümsedi baÅŸrol oyuncusu. Bu perdeden kovulsa bile onun oyunu hep devam edecekti. Etrafına baktı. SaÄŸa sola koÅŸturan insanlar onun oyunundaki dansçılardı.
En sevdiÄŸi ÅŸarkıyı mırıldanmaya baÅŸladı. Bu caddeden defalarca geçmesine raÄŸmen, ilk kez keÅŸfediyordu yolun saÄŸ tarafında kalan kitapçıyı, onun yanında yeni açılan küçük kahve dükkânını. Bir dakika… Acaba ne kadar zaman olmuÅŸtu açılalı? Muhtemelen o kendi düÅŸüncelerinde hapsolmuÅŸken açılmış olmalıydı. Hiç zaman kaybetmeden kitapçıya uÄŸradı. Kasada durmakta olan, muhtemelen 40’lı yaÅŸlardaki adam selamladı onu. O kitaplara göz gezdirirken, adam ‘aradığı bir kitap olup olmadığını’ sordu. ‘Yok’ dedi. Gözüne iliÅŸen bir kitabı eline aldı. ‘Çok güzel bir kitaptır’ dedi dükkândaki adam ona. BaÅŸladı yine bu perdenin diÄŸer oyun yazarı dedi kendi kendine. Bıraktı elindeki kitabı bir ÅŸey demeden, ücra bir köÅŸede kalmış bir kitabı seçti; eline aldığı bu kitap kendini anlamak ile ilgiliydi, bizim kitapçı okumamıştı onu galiba, sesini çıkarmadı. Aldı hemen kitabı.
​
Dışarı çıktığında seyirci onu alkışlamaya devam etti. Gülümsedi yine. Bu bölümü de kazanmıştı. Seyirciyi daha fazla hissedebilmek için gökyüzüne kaldırdı bakışlarını ve gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında, saÄŸ çaprazında kalan apartmanın ikinci katındaki dairede asılı bir ilana iliÅŸti gözü: Rüya Akademi: ‘Tiyatro ve Oyunculuk Kursu’. Bunu da fark etmemiÅŸti daha önce. Halbuki ne kadar istemiÅŸti kendi oyununun baÅŸrolünü alırken aynı zamanda bunun eÄŸitimini de almayı. Fakat gerek okul gerek iÅŸ hayatı derken ertelemiÅŸti bu isteÄŸini. Yoksa kendisi miydi bunları erteleyen? Hayır o da oyun yazarlarının iÅŸiydi. Tiyatro eÄŸitimi almak sadece hobi olabilirdi, insanın hayatını idame ettireceÄŸi bir iÅŸ olarak düÅŸünülemezdi. Yaklaşık yarım saat sonra kendini bu kursa kayıt ettirmiÅŸ olarak buldu. Seyirci için oyunun gidiÅŸatı deÄŸiÅŸmiÅŸ olacak ki daha ÅŸiddetle alkışlamaya baÅŸladı. Åžimdi sırada yeni açılan kahve dükkanını denemek kalmıştı. Kahvesini yudumlarken, akÅŸam için tiyatro bileti bakacaktı ÅŸehrin en önemli kültür merkezinde, nasıl olsa bir ÅŸeyler bulurdu. Daha sonra da yeni aldığı kitaba baÅŸlayacaktı. Kahve dükkanından içeri girip hızlıca sipariÅŸ etti kahvesini ve seyirciye en yakın masaya oturdu. Böylece seyirciyi daha fazla hissedebilirdi. Açtı yanına aldığı laptopunu, tiyatro biletleri bakmak için. Tam o anda, oyun daha da ilginçleÅŸmiÅŸti onun için telefonunun mesaj çaldığı anda. Ekranda gördüÄŸü isim daha da ÅŸaşırtmıştı onu. Yaklaşık 1 sene önce yollarını ayırdığı insandı bu, son 1 sene içinde kısa mesajların ardında hep bir anlam aramıştı baÅŸrol oyuncusu… O anlamlar hep boÅŸa çıkmıştı; birkaç kısa görüÅŸmelerinin ardından üzülen taraf hep o olmuÅŸtu, hatta son görüÅŸmelerinde baÅŸrol oyuncusunun kalbini yerle bir etmiÅŸti bu insan: “hayatında baÅŸka birinin olduÄŸunu” söyleyerek… Telefonuna gelen mesajı açtı. ‘ Bu akÅŸam görüÅŸebilir miyiz, sana ihtiyacım var’ diyordu oyun yazarı. Sildi mesajı baÅŸrol oyuncusu, muhtemelen oyun yazarı kovacaktı onu ya da kovalayacaktı. Fakat bildiÄŸi tek bir ÅŸey vardı: BaÅŸrol oyuncusunun oyunu devam edecekti. AkÅŸam için tiyatro oyununa bilet aldı. Rolüne öyle kaptırmıştı ki bir an karsısındaki seyirciyi unutmuÅŸtu. Seyircinin alkışları durmuyordu, mutluluk gözyaÅŸları aktı baÅŸrol oyuncusunun yanaklarından. Sonra yan taraftaki kitapçıdan yeni aldığı kitabın ilk sayfasını araladı.
“Ä°nsan kendi seçimlerini yapabildiÄŸi sürece özgürdür. Daima özgür kalmanız dileÄŸiyle…”