Dicle SAĞLAM
24.06.2022
ELİ BOŞ DÖNEN VAHİY
Her kalbin bir Alamut’u vardı
Düşünmeden yürüdüğü bir yolu
Cennet olduğuna inandığı bir bahçesi
“Sabbah”lara dek konuşsun diye
Uykusuna meydan okuduğu
Ve taptığı bir efendisi…
Aklı çoğu kez, yaşadıklarına itiraz dilekçesi sunsa da
Üstüne salacağı bir fedaisi vardı.
Her iyi insanın iyi kalpli bir ölüm meleği vardı
Düzgün kılıkta ve gülümseyen
Takım elbiseli gelsin demişti bir gün
Tanımadığım yaşlı bir teyze
Zebercet’i düşürdü aklıma
Kendini asarken ceketini ilikleyen adamı
Belki gelmeyecekti ona şık görünümlü bir ölüm
Ve ölüme giden yoldaki saygı duruşunu hatırladım
Her acının yeni bir doğum sancısını
Her fikrin doğmadan evvel kürtaj edilmek istenmesini
Her keşkenin, diş ağrısından farksız oluşunu
Çünkü her uhdenin, vahiy dahi gelse
Takatsiz bir insanın asla gerçekleştiremeyeceğini…
Takatsiz ve talihsiz!
Her kalbin bir avlusu vardı.
Odalarına girilmesin diye
Kapı eşiklerinde iki çift laf ettiği
İnsanları