top of page
Dilan Eren.jpeg

Dilan EREN

07.02.2022

ÇİRKİN BİR VEDA YEMEĞİ

Anma mumu
  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle

Sevgilim, 
Sana mektup yazıyorum. Ellerim biraz titriyor, sanırım birazdan da ağlayacağım. Ama bu çirkin vedanın hakkını vermeliyim. Bu veda çirkin dahi olsa, sana dokunacak son varlığım. Ucu sana dokunacak her şeyi sen kadar severim. Bilirsin yaradılışım bu benim: Seni sevmek. Lakin sevmek, her şeyi rafa kaldırıp toza bulamıyor. Bazen tozlu raflardan çığlıklar duyuyorum. Biliyorum o rafları sen de dinledin. Ama işimize gelmedi Sevgilim, duymazdan geldik. O raflar başımıza döküldü, toplarken de avuçlarımız parçalandı.  Kanlı ellerimizle gizlediğimiz her şeyi susturduk. 
Artık erkenden çıkıyoruz yatağımızdan, daha geç bitiriyoruz günü. En son ne zaman koşarak geldim sana, hatırlamıyorum. Ama her gün kavga ettiğimizden kırgınlıklarımı hiç unutmuyorum. Gözyaşlarımız birbirine alışıkken nasıl olur da dokunuşlarımız bu kadar yabancı olur aklım almıyor. 
Gözlerin… Gözlerinde yitip gittiğimi görmekten yoruldum. Üzerinde başkalarının kokularını hissetmekten, geçiştirmelerinden, yağmuru artık sevemeyişimden, uyurken seni izleyememekten ve senden yavaş yavaş vazgeçmiş olmaktan yoruldum. Kırgınım sevgilim, kendime ve sana. Birbirimize bunu nasıl yaptık? Suskunluğun içten içe büyüyüp bizi sarmaladığını, artık ağzımızdan bir şey kaçar diye birbirimizle bile konuşamadığımızı nasıl fark edemedik? Çoktan ettiğimiz bu çirkin vedayı ben seslendirdiğim için de öfkeliyim. Yüzünü bir kere daha göremeden gittiğim için öfkeliyim. Bir kere daha dokunamadığım ellerin ve öpemediğim dudakların için de... 
Bu çaresiz kağıda hemen ulaşamayacaksın. Senin kefaretin de bu. Ben hakkımı ödedim Sevgilim. Artık senin hakkın için savaşmayacağım. Bir çerçevenin arkasında, şu vedayı hissedince duvarda parçalayacağın eski fotoğrafın içinde belki de oku diye bıraktığım ilk sayfasında adımızın yazdığı kitapların arasında denk geleceğiz seninle. Belki de hiç kesişmez yolumuz. Çünkü biliyorum, sen de biliyorsun bunları. Zamanla kabulleneceksin bildiğini, bir müddet sonra da hakkımı vereceksin. Artık vazgeçtik birbirimizden... Sessiz sedasız gidiyorum evimizden. 

Eski Belgeler

Sıra sende Sevgilim, bir sofra kur. Başköşeye otur bekle. Bugün gelmeyeceğim. Bugün gelmeyeceğimi bilmiyorsun. Ama bir gün gelmeyeceğimi hep biliyordun. Bir süre yemeklerin dumanını izle. Süzülen dumanlarına resim çiz parmağınla. Peçetem hazır mı? Büyük, kenarı dantel işleme olan hani? Koy dizine. Elinle düzgünce katlanmış peçetemi tekrar tekrar düzle. Mum yoktur sofrada, biliyorum. Sevmem öyle şeyleri. Sen yak ama! Seversin. Ateşi izlerken unutma, mavi kısmı daha sıcaktır. Parmağını uzatıp eriyen muma dokunma. Korkarım yanacaksın. Ellerini dizlerinde gezdir. Biraz etrafını incele sonra da yere bak. Kapa gözlerini. Biliyorum ağlayacaksın. Saatimi geçirdim. Hep zamanında gelirdim oysa. Gelmedim... Anladın… Dudaklarını ısır. Kendini öyle tutarsın. Ellerin titreyecek, sağ elinin tırnaklarıyla sol elini sıkıştıracaksın. Yapma! Acıtacaksın! Biraz daha kapalı kalsın gözlerin, yokluğuma bakma. Dalıp gitme gelmeyişime. Alış. Alışmalısın. Yemekler soğuyacak, dumanlarına çizdiğin resimler dökülecek, peçetem kırışacak ve dudakların... Artık sızlayacak. Tutamayacaksın kendini. Önce istemsiz bir hıçkırık sızacak dudaklarından. Sonra farkına vardığın vedamla titreyen ellerin daha da şiddetlenecek. O zaman bak yokluğuma. Tam gözlerinin içine bak boşluğumun. Bu gelmeyişin hesabını sor. Bekleyişinin bedelini iste. Bilsen de, anlasan da anlamsız bulacaksın bu gidişi. Anlamsızlığımıza bahaneler arama Sevgilim. Çünkü çok çirkin bir gitmektir bu, biliyorum.  
Yemekleri, peçeteyi, tüm öfkeni al fırlat boşluğuma. Karşındaki duvara çarpıp düşüşlerini izle. Dudaklarından sızan hıçkırıklarını büyüt hatta bağır çığlık çığlığa. Nefeslenecek kadar dur sonra. Farkına var. Güçlü ol. Sen de terk et beni. Cesur ol, bırak bizi.  Duvardaki izlere tek tek küfret. Parçaladığın yokluğuma lanetler oku. Haklısın. Dedim ya; çok çirkin sevmektir bu. Ama yine de bu gece gelmeyeceğim. Neden biliyorsun ama avuçlarımızda kanlarla gizlediğimiz her şeyi yine gizleyeceğimizi düşünüyorsun. Yapma, belki bugün değil ama bir gün muhakkak sızlayan avuçlarımızın iyileşmediğini göreceksin. 
Sorunu önce kendinde, öfken arttıkça da bende ara. Suç kimde ya da neyde önemli değil. Artık zamanı geldi Sevgilim. Gelmeyeceğim, arkamı dönüp koşturarak yıktığımız her şeyi toplamayacağım. Bu çirkin vedanın hakkıdır o dağınıklık. Benim giderek seslendirdiğim bu gizli vedadan sonra sen de kefaretini öde. Senin kefaretin düşünmek Sevgilim... Düşün gidişimi. Bir şeyler ara çekmecemde. Her gün, her Allah’ın günü odama git. Duvardan silemediğin lekelerle savaş. Hain bir gelmeyiştir bu. Fakat ihanet sayılmaz yine de. Varlığımı unutma, gölgesini örtün üzerine. Bekle... Bekle. Her kapı çaldığında, adını her duyduğunda ve eve giderken iki tane çikolata aldığında beni düşün. Bir gün dönerim diye bekle. Ama yine de alış tek kişilik sofrana. Az pişir yemeğini. Tek tabak, tek çatal ve tek bardak... 
Haa, bir de mum! Sen seversin!

  • Instagram - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
bottom of page