BAŞAK SAYAN'IN DÖRDÜNCÜ ROMANI "NİGAHDAR" ÇIKTI
Başak Sayan’ın dördüncü romanı Nigâhdar; heyecan ve gizem dozu yüksek bir kurguyla Hallâc-ı Mansûr’un bin yılı aşkın bir zamandır kayıp olan risalelerinin izini sürüyor. Okurları, Abbasi İmparatorluğu dönemiyle günümüz arasında dolaştıran Nigâhdar, din ile bilimin, Tanrı kavramı ve tasavvufla kuantum fiziğinin iç içe geçtiği, soluk soluğa okunacak bir roman.
Başak Sayan, dinler tarihi üzerine iki yıl süren derin bir araştırmanın ardından yazdığı yeni romanı Nigâhdar’da; Hallâc-ı Mansûr’un kayıp risaleleri ekseninde okurlarını tarihin derinliklerine sürüklüyor. Roman; Hallâc-ı Mansûr’un uğruna can verdiği öğretileri ters yüz ederek topluma dayatan din ve siyaset ilişkisinin bugün de devam ettiğini çarpıcı bir anlatımla gösteriyor. Tasavvufun dinler üstü bir kavram olduğunu, güçlü bir polisiye kurguyla anlatan Nigâhdar, bilimsel, tarihi, felsefi ve mistik ögeleriyle dikkat çekerken okuyucunun merak duygusunu her sayfasında canlı tutmayı başarıyor.
Hallâc-ı Mansûr’un toplumsal meselelere duyarlı, merkezine halifeleri, iktidar sahiplerini, dervişleri hatta hiçbir dini koymadığı öğretisini anlatan risaleler; hem egemen küresel güçler hem de egemen dinler açısından büyük bir tehlike olarak görülür. Asırlardır gün yüzüne çıkmayan bu kayıp risalelerde öyle bir sır gizlidir ki, bu sırra vakıf olan kişi tüm dünyadaki güç dengelerini yerinden oynatabilecek, egemen dinlerin yüzlerce yıldır süren saltanatını sarsacaktır. Risaleleri koruyan nigâhdarlardan biri İstanbul’dadır. Bunu öğrenen New York merkezli küresel güç aktörleri bu risaleleri ele geçirmek üzere harekete geçer.
Öte yandan Columbia Üniversitesi’nde atom fiziği dersleri veren ve ateşli bir ateist olan Şirin Özdemir, tüm hayatının büyük bir yalan olduğunu öğrenir. Olayları çözmek amacıyla New York’tan İstanbul’a gelir ve gelir gelmez kendisini bir ölüm kalım mücadelesinin içinde bulur. Bu mücadelede ona, yolunun trajik bir biçimde kesiştiği, tanınmış bir yazar ve felsefeci olan, karizmatik genç profesör Algan Ataman yardım eder. İkili, gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışırken, geçmişten günümüze gelen ve tüm dinleri derinden etkileyecek o büyük sırrın ne olduğunu da bulmak zorundadır. Ve elbette büyük bir küresel gücün türlü oyunlarıyla baş etmeleri gerekir.
Kitapları ilgiyle takip edilen Başak Sayan’ın Nigâhdar adlı romanı, geçtiğimiz haftalarda İnkılâp Kitabevi’nden çıktı.
*Nigâhdar ismi, koruyucu, muhafaza eden, saklayıcı anlamına gelen Farsça bir sözcük olarak biliniyor.
BAŞAK SAYAN KİMDİR?
Ankara doğumlu yazar ilk, orta ve lise eğitimini aynı şehirde tamamladı. Üniversite eğitimi için İstanbul’a geldikten sonra oyunculuğa başlayan Sayan, bugüne dek pek çok dizi ve filmde rol aldı. İlk romanı Bağlanma Korkusu’nun ardından çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Aylarca listelerden düşmeyen, tesadüf ile kader temalarını irdelediği Kelebeğin Kaderi'nin ardından yazar, Ölü Kuşların Sessizliği ile psikoloji ve felsefeyi gerilimle harmanlayarak heyecan dozu yüksek bir dünya yarattı. 2014 yılında evlenen Sayan, 2017 yılında ikiz bebeklerini kucağına aldı. Doğumdan kısa bir süre sonra ilk çocuk romanı Rüzgâr Olmak İsteyen Çocuk’u kaleme aldı.
Romanlarının arka planlarında spiritüel ögeleri mutlaka kullanan Başak Sayan, okuyucularının hayata bambaşka bir noktadan bakmalarını sağlamanın en büyük motivasyonu olduğunu belirtiyor.