Anlamadığın şu ki her insan kendi felaketine yürür.

Hayır, benim bahsettiğim şey ölüm değil. Ölümünün de felaketlere sebep olduğunu gördüm ama bunlardan hiçbiri artık ölmüş olanla ilgili değildi.

 

Bana inatla bir okyanus kıyısından bahsediyorsun.

​

Özgürlükten, kendini bulmaktan ve aşktan. Tek yaptığın boş bir sokak ortasından kaldırıma çıkarmak beni. Bırak, kendimi güvende hissetmeyeyim. Çünkü bunu hiç hak etmedim. Bunu hak etmediğim yetmezmiş gibi seni de kahramanım sanmak istedim. Aşk bir süper güç çünkü. Böyle şeyler sadece filmlerde olur dedikleri cinsten.

​

Bakma aşktan konuştuğuma. Dünyada işlerin iyiden iyiye sarpa sardığından bahsetmeme gerek var mı? Gündemi toprak rengine dönen çocukların değil de çok yemek  yemekten kusan bir avuç insanın belirlediğinden? Ensest ilişkilerin köşeye sıkıştırılacağı yerde birbirini öpen aşıkların baskılandığından? Hayatlarımızın at yarışlarına döndüğünden ve üç beş tane delinin bu atları koşturduğunundan? Ben daha yazar giderim de bu soğuk kış akşamı dünyanın hali mi yoksa kendi dertlerim mi içimi böyle sıkan bilmiyorum.

 

Bahsetmek istediğim her insanın kendi felaketine yürüdüğü. Her biriniz felaketinizin adını o kadar iyi biliyorsunuz ki. Size bunu unutturmayı başaran şey ne? Mesela sen bana her dokunduğunda unutuyorum ben her şeyi, yine ve yeniden. Ama ne yaparsam yapayım o hissi çivileyemiyorum kalbime. Çok geçmeden saçmalıklar sarıyor hayatımı. Hayatı bana bir bıraksalar o inatla bahsettiğin okyanus kıyısına gider tuz toplardık seninle.

​

Sorun şu ki ikisine de inanamıyorum. Benim felaketim de bu. Elimi attığım her kapı kolunun elimde kalması. Bir şeyi asla her şeyimle isteyememek.

Çünkü dünya dolu. Tonlarca kitap, yıllarca sürecek müzik, yığınla bilimsel çalışma, videolar, çöpler, selfiler ve insanla. Hem umut verecek kadar seçenek dolu hem de beni yok edecek kadar da tek başına. Anlamadığın şu ki her insan felaketine yürür.

​

Ve sen çıktığım yerde değil varacağım yerdesin. Bunu bile bile yürüyorum. Dünyada işler her an değişse, ben değişsem, sen değişsen yine de fark etmezdi. Sana yürüyorum.

​

Felaketime.

​