Ayşegül ATILGAN
22.03.2024
ANLAMSIZLIK SAATİ
Işıl Madak imzalı Anlamsızlık Saati Everest Yayınlarından 2023 yılında çıktı. Hikâye kitabının içerisinde on sekiz hikâye yer alıyor. Galeano’nun… Dert kovan bebekler hiçbir şey söylemezler, alıntısıyla İçindekiler yerini Sustuklarım başlığına bırakıyor. Madak’ın sustukları dile gelince de sabah derdi: “…bir varmış, bir yokmuş; bir yokmuş, bir varmış. Az ile uzun karmaşıklığı…” öğle derdi: “…masallarda arınır bütün duygular.” ikindi derdi: “ …dilimde bilinmeyen mırıltılar işte…”akşam derdi: “…susacağım zamanla.” geceydi derdi: “…Yıldızlara geceden dilek tutacağım.” zaman ayraçları kitabın içinde yer alıyor. “Derdi ifadesiyle “derdi” olan yazarın kaleminden dökülüyor hikâyeleri.
Derdi olan yazar elbette bireysel ve toplumsal dertlerden yola çıkarak hikâyelerini kurguluyor. Frenk Acısı “…yarık ağzında inilti “Anne” (s.21), Karanfil Yatağı “…baba üzerinden terbiye halini kim bulmuş sahi? (s. 43), Pavlov’un Kedisi “…baharın gelişini yaz bilmese de biz biliriz, bay Pavlov” (s. 55), Dikotomi “…zamanla alışırmış, öyle bilir bilmez her şeyi mesele ederse geçim olmazmış.” (s.88), Yılantaşı “… on üç kişi yürürken yol yolluğunu unutuyor,” (s.95), Doksan Artı Beş “… Büyümek, annesi olmayanlar için icat edilmiş değildi, olsa olsa kendiliğinden oluş ifade ederdi bizim durumumuzu. Yani kızarmak, küflenmek, yeşermek hatta ölmek gibi.”(s.35), Küçük Kara Ayak “…bilinmeyene mülteci. Yol uzun, yolculuk uzun.” (s.47), Sevgilim Kedim Değil “…olamayan sevgilinin mesajı yok.” (s.65), Enginarlı Bakla “…alışkanlıkların dışına çıkılmadan yaşanan bir evlilik.” (s.70) insana, aileye, topluma dair dertleri anlatırken; Av “Gözlerimi kapatırken garip hayal belirdi zihnimde, benim olan ya da benim olmayan yaşamlara ait. (s.17), Merak “…yarım kalmak, yarılanmak…”(s.23), Anlamsızlık Saati “…eskiye dair her şey alınır.” (s.28), Üç “…farkında olmadığı bir hayatın kalbiydi.” (s.56), Diş “…her duygunun sessizce çalınmayı bekleyen bir kapısı vardır.” (s.75), Parmak Arası “…kahkaha ve ağlamanın çok sesli korosu” (s. 84) Altın İğne, Kuş Vakti “…öyküsü koltuğunun altında biri yürüyor taş sokakta” (s.114), Ay “…sevindiğimiz şey oluyoruz.” (s.117) hikâyeleri bireye dair dertleri anlatıyor.
Av, Parmak Arası, Yılan Taşı, Kuş Vakti, Ay öyküleri için açık mekânlar; Frenk Acısı, Merak, Anlamsızlık Saati, Sevgilim Kedi Değil, Altın İğne kapalı mekânları tercih ediyor, zaman mekânlarda salınıp duruyor. Doksan Artı Beş, Karanfil Yatağı, Küçük Kara Ayak, Pavlov’un Kedisi ve Üç hikâyelerinde ise, zaman mekân sıçramaları görülüyor.
“Mutlak iyi ve mutlak kötü yoktur.” Düşüncesini içselleştiren Madak, hikâyelerine dışardan bir göz olarak bakabilmeyi, eksiltili cümlelerle, sanki tamamlanmamış hissi veren finallerle okuruna hikâyelerden sonra da bir kapı aralayabilmeyi başarıyor.
Yazarın kurduğu Anlamsızlık Saatini okurları da kurmalı…